ILGIM VERYERİ
SABAHIN YÖNÜ
evden cık
yine geç
ne bir taksi
ne sabahin martilari kalmis
köpükle yumusak
Arnavutköy sokaklari
	gel gitmeyelim günün içine
suyun denize döndügü gibi yanas												
bogaz o gün ne kadar güzeldi
geceliklerini çikartmamis kollarini iki kiyiya sermis
serilmis gri ipeksuyun için
eve gözlerinde isiktan sürmeler
bir tutam samanyolu kalmis belinde ve geç kalmistim
derse, onlara, sözlerime
ama yine de	
yetis yetis yetis
Istanbul'un en güzel...
yanimda sen	
gel gitmeyelim
kalalim denizle
	gel gitmeyelim
karisma
Kazanci Yokusu'nun isli sesine bir gün
kal denizle
varsayalim ölüverdik
	birlikte.
eflatun ruhlarimiz
bir tekneye biner Bebek'ten
ve Kanlica'dabir büyük kap
yogurt ismarlar gitmeden önce
nereye gidecektik ölünce
kartviziti, emlakçisi var mi zamanin 
varsa denizden cok uzak bir yerde	
gel gitmeyelim
karismayalim bugün
damarlarimiza sizan trafik,
bir kirmizi isiga takili kalsin
varsayalim ölmüsüz	birden bire
böyle olmayacak mi zaten terkedisimiz
Asiyan'da tahta bir bankta beklemeye gidelim				
yola çikan tankerlerin dala dala tartisini denizi
varsayalim yagmur basladi
ve biz denizi evlerden koruyan
tek ince kemer yolun içinde kaybolup
kendi kaybolusumuzun önünde
önüm arkam sobe demeden  "ölüm"
	gel
bahçelere siginalim
biliyorum, gül mevsimi degil simdi
yagmur çogaliyor belki de
belki de iliklerimize isledi bile yasamin soluk rüzgari
belki de üsütürüziyisi mi
	gel gitmeyelim
onlarin gittigi yere
yetis yetis yetissene.....
UCURTMA KUTUSU
uçurtma
kendi kendine mi uçar
yoksa
uçurtma yerine
onu uçuran midir
uçurtma olmus uçan
sadece böyle mi
mümkündür
uçusan bir yüregi oyalamak
yoksa karada da 
uçabilir mi insan?
ZIFIRI
günesi düsürdüm elimden
nehir,
kalin, gür
gördüm götürürken
agaç gövdelerinin üzerinden
hafif suretini
odunlara takilip yil yil yirtilan ufuk gözlerinde
kursuni bir çizgi											
günesi düsürdüm elimden
uzak bir dag arkasindan batiyor simdi
denize gayret
misil misil bir sabahi düsürdüm
ellerim karanlik, hayret
sarkti görmeye
bir defa daha olsun atlayisini o baligin
ama düsüncesi agir, önü zifiri
yuvarlandi yüksekten
yeniden
tutunacak…
nergis betona çaldi bu sefer
yineden
ne koku, ne çiçek suretinde dönebildi ölümden
	belki beton	
belki ayna
		kabul edecek
çok geçmeden
griye karilan nergis
yüzü bir kireç kuyusunda yanarken
günesi düsürdüm
bir issizlik yalazlandi önümde birden
tenim gitgide açilmaya basladi
atesten, istensensiz,	sökülen
	açik, renksiz geceden
günesi düsürdüm elimden.....
ASKIN TEMIZLIGI
yüzün halisina dökülen zeytinyagi…
askin dikis izleri
ya tamamiyle degistirmek lazim deriyi
ya da temizlemeye calismak, çullardan çaputlarla
gün gün
biraz allik
biraz agri
biraz suyla
bilerek  gitmeyecegini
ve daha beter kusacagini aslinda
uzak bir 'sonra'da
BIRISI
her gün bes sigara içerim
baski atölyesinin disinda
parmakliklara sirtimi verip
bir kolumla sarilarak demirlere
	kotunun paçalarini kivir
	kivir uzun gözüken hayalleri	
yasaminin  üstüne
	kivir ki
	düsürmesin yürürken seni
kaloriferler	isitmiyor kimseyi
tüm kis, soguk suyla yikadik
üzerine çizdigim taslarin izini
ben, o ve digerleri
her gün bes sigara içerim
	dedi
her biri bir yolculuk uzunlugunda
bir tren yolculugu
raylar, ben  ve trenin sesi
dumani dagiliyor sonra
geride kalan tarlalara
trenin sesine yetisemeyen bulutlarda
dagiliyor her iç çekisin
ve sonra
	bir gün
		birisibesinci sigarayi
senin için içerim	dedi
HARE
dumani üstünde kuruyup
hareleri kalmis su damlalari
uçmus uçmus ellerinden yana
ellerine gelmeden
sen gidivermissin
sudan baska tarafa
duydum ki böyle daha rahatmis uyumak
bir hare olup
bir siluet susmak
yani uyuyup uyanmamak
su kalakalmis
suyun karni baharmis
tomur sanarak göbegine
  yansiyan çocuklaribir bir açar sanarak
en geç nisan ortasi
suyun adi sana sakli
yakamozu senden yana
su damlasi dalmaya hayal dermis
o uzak sahilden yana
		suyun sesi durmus
	bir lavabo kiyisinda donuk bir iz olmus
duydum ki böyle daha rahatmis uyumak
yani  uyuyup uyanmamak
zamanini böyle arttirmis
her egimi kendine yol ederek
bir vesile olur
yanasir belki diye sana
sen, biraz zamansiz
akan çatisinda ayaklarinin
her yokusu kendine yol ederek
ve geceleri gündüzlere tifterek
tiftilmis dileklerini
bir çaput sehre dahil ederek
kimi zaman gülüp
kimi sevip kimi birakacagini erteleyerek
dumanini sogutmadan içerek çayini
dumani dagilmadan çevirdigin yüzünün sayfalari
duydum ki böyle daha rahatmis uyumak
yani  
uyuyup uyanmamak................